WAPO'DAN VERİ GÖRSELLEŞTİRME DERSİ: Gazeteciler için veri görselleştirmenin önemi özellikle karmaşık ve bilimsel konular gündem olduğunda kendisini daha da belli ediyor. Şu anda yaşadığımız COVID-19 pandemisi de sanırım insanların bilimsel konuları okumaya en çok ihtiyaç duyduğu zamanlardan birisi. Bu konuları herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatabilmek toplum sağlığı için de büyük önem taşıyor. Washington Post, geçtiğimiz hafta derslerde kullanılabilecek kadar iyi bir veri görselleştirme örneği yayınladı. Sosyal mesafelendirme konusunun neden önemli olduğunu ve bir pandemiyi nasıl yavaşlatabileceğini her okur için o anda gerçekleşen dört farklı simülasyon ile anlatan haber, konuya dair hiçbir teknik kavrama hakim olmayan birinin bile anlamasını sağlayacak kadar basitleştirmiş. Veri görselleştirmenin doğru ve etkili bir şekilde kullanıldığında ne kadar güçlü bir gazetecilik aracı olabildiğinin bundan daha iyi bir örneği olamaz sanırım. ÇİN'DE ÇEVRE GAZETECİLİĞİ YAPMAK: Başka ülkelerdeki gazetecilik tecrübelerini okumak ve öğrenmek birçok anlamda eğitici olabilecek bir tecrübe. Özellikle de siyaset dışındaki alanlarda uzmanlaşan gazetecilerin tecrübeleri bu konuda çok değerli. Bu yüzden CJR'da yayınlanan bu yazıyı büyük bir keyifle okudum. Çin'de çevre gazeteciliği yapan yerel gazetecilerin tecrübelerini anlatan metin, yalnızca çevre gazetecilerine Çin'in zaman içerisinde değişen yaklaşımını göstermekle kalmıyor, Çin'de gazeteciliğin nasıl işlediğini ve nasıl algılandığını da görmenizi sağlıyor. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN DİJİTALDEKİ DÜŞMANLARI: Basın özgürlüğüne karşı saldırılar ve baskı yöntemleri dünyanın hemen her yerinde bir sorun. Gözetim ve tacizden yalan haberlere kadar birçok farklı yöntem özellikle dijital teknolojilerin gelişmesi ve yaygınlaşması ile gazetecilerin en büyük dertlerinden birisi oldu. Reporters Without Borders'ın hazırladığı özel rapor, dört farklı yöntem odağında basın özgürlüğünün dijitaldeki en büyük düşmanlarını derlemiş. Taciz, devlet sansürü, bilgi kirliliği ve gözetim başlıkları altında en ağır saldırıları gerçekleştiren kurumları ve kişileri derleyen bu rapor, aynı zamanda basın özgürlüğüne saldırı konusunda geliştirilen yeni dijital taktikleri de toplu bir şekilde gösteriyor. YAZACAK BİR ŞEY YOKKEN SPOR GAZETECİSİ OLMAK: Bildiğimiz üzere koronavirüs salgını ile neredeyse dünyadaki tüm spor aktiviteleri ve ligleri durduruldu. Bunun en büyük yan etkilerinden birini de spor gazetecileri yaşıyor. Her ne kadar spor etrafında yazılabilecek birçok şey olsa da, ligler devam etmediği ve sporcuların hiçbir şey yapmadığı bu dönemde yazacak bir şeyler bulmaları zor olacak. NiemanLab'de yayınlanan bu yazı da konuya ABD'deki spor gazetecilerinin gözünden bakmış ve onların bulduğu çözümleri ve korkularını anlatmış. Ellerinde daha fazla zaman olan gazetecilerin podcast denemelerine girişmesi gibi pozitif örneklerin yanında, sporcular ile muhabirler arasına giren mesafenin normalleşerek gelecekte de devam etmesinden korkuyor olmaları gibi çekinceleri var. Görünen o ki spor gazetecileri de bu süreçte geleceği ve yaptıkları işe daha farklı yaklaşımları düşünmek zorunda kalacak. KISA KISA: COVID-19 salgını ABD'deki yerel ve alternatif medyayı sert bir şekilde vurmaya devam ediyor. Bu süreçte gazetecilerin kendilerini ve haber odalarını korumaları için sürekli olarak geliştirilen "The Newsroom Guide to COVID-19" rehberini elinizin altında tutmanızda fayda var. Bellingcat koronavirüs dolandırıcılarının Facebook ve YouTube'da nasıl saklandıklarını anlatıyor. ABD'deki yeni tık avcılığı modası: ağlayan gazeteciler. (Maalesef ciddiyim.) Burcu Karakaş COVID-19 sürecinde sağlıklı bir gazetecilik yapmak için dikkat edilmesi gerekenleri MLSA'nın sitesinde yazdı. Bu süreçte zihninizi rahatlatacak okumalar arıyorsanız, burada güzel bir derleme var. Poynter, News University arşivindeki derslerin bir kısmını geçici süreliğine ücretsiz hâle getirdi. Çinli gazeteciler, COVID-19 üzerine haber yaparken öğrendiklerini GIJN'da yazdı. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder