Komplo teorilerinin ve yanlış bilginin küresel bir sorun hâline geldiğinin hepimiz farkındayız. Bunun özellikle politik ve toplumsal konularda kullanımı oldukça tehlikeli gelişmelere neden olabiliyor. Çoğu zaman bu sorunlardan bahsederken ele aldığımız örnekler ya yerel ile sınırlı kalıyor ya da ABD gibi dünya gündeminde fazlasıyla yer kaplayan birkaç ülkedeki örnekleri konuşuyoruz. Bu yüzden sık sık QAnon, alt-right gibi konuları veya Rusya ve Çin'in operasyonları —ya da bunların yarattığı atmosfer— söz konusu yanlış bilgi ve komplo teorileri olduğunda ilk akla gelenler oluyor. Oysa dünyanın hemen her yerinde ülkelerin kendilerine özgü ve oldukça farklı komplo teorileri ve yanlış bilgi sorunları ile uğraştığını da unutmamak gerekiyor. Bu yüzden birkaç farklı güncel örnek ile bu çeşitlilikten bahsetmek istedim. Brezilya ve lideri Bolsonaro'yu genellikle Trump ve diğer sağ popülist liderlerle olan benzerlikleri üzerinden konuşuyoruz. Fakat Brezilya toplumunda yaygın olan komplo teorileri bildiğimiz örneklere pek benzemiyor. Örneğin Brezilya'da Koronavirüsü inkâra dayalı komplo teorileri hâlâ çok yaygın, toplu cenazelerin boş tabutlarla yapıldığı bile iddia ediliyor. Ülkemizde de sıkça denk geldiğimiz aşının bizi manyetik yapması veya sirkenin virüse çare olduğu gibi komplo teorileri de yaygınlığını korumaya devam ediyor. Bu tarz komplo teorilerinin özellikle belirli ülkelerde daha yaygın olması önemli bir detay. Haiti ise geçtiğimiz hafta yaşananlar ile komplo teorilerinin belirsiz zamanlarda nasıl yayılabileceğine bir örnek. Uzun yıllardır ABD tarafından neredeyse bir sömürge muamelesi gören ülkenin lideri bir suikast sonucu öldürülünce ülkede birçok komplo teorisi ve doğruluğu belirsiz videolar yayılmaya başladı. Şu anda ülkede sağlıklı bilgiye ulaşmanın zorluğu da bunların yayılmasına ve kabul görmesine katkı sağlıyor. Afrika'daki birçok ülkede de özellikle teknolojinin gecikmeli olarak yaygınlaşması sebebiyle yanlış bilgi hızlıca yayılabiliyor. Bu konuda yapılan çalışmalar Kenya, Güney Afrika ve Nijerya gibi ülkelerde medyaya güven konusunda ciddi bir sıkıntı olduğunu ve şüpheciliğe oynayan yanlış bilgilerin ve komplo teorilerinin hızla yayılabildiğini gösteriyor. Bölgede bununla mücadele için en büyük çabayı ise genç nüfus veriyor. Her ne kadar bu bilgilerin yayıldığı platformlar sürekli yeni mücadele yolları geliştirse de bu yerel farklılıklar işlerini zorlaştırıyor. Üstüne Nextdoor gibi mahalle bazlı veya Gettr gibi muhafazakâr kesimlere hitap eden platformlar da eklenince komplo teorilerine yayılmak için sürekli yeni alanlar açılıyor. Bu da sorunun daha da derinleşmesi anlamına geliyor. Derinleştikçe de önümüzdeki birçok büyük sorunu çözmek konusunda geç kalıyoruz. Tüm bu örnekler ve daha fazlası aslında komplo teorilerinin ve yanlış bilgi sorununun ne kadar kompleks ve derin olduğunu bizlere gösteriyor. Basit bir teknoloji veya yapay zeka ile çözülemeyecek kadar çeşitli olan bu sorunla mücadele için aynı şekilde derin ve çok sesli bir çabaya ihtiyaç var. Aksi takdirde etkili bir çözüm mümkün görünmüyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder