Medya teknolojilerinin hızlı gelişimi bizleri birçok yeni ve farklı medya türü ve üretim biçimi ile karşı karşıya bırakıyor. Bir yanda sentetik medya üretimi giderek yaygınlaşıyor ve Bourdain'in söylemediği cümlelerini kendi sesinden duymamıza imkân vererek gerçeği dijitalin içerisinde yeniden üretmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Diğer yanda ise sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik yeni bir yükseliş dalgasına başlıyor. Metaverse kavramı da tam burada devreye giriyor. Kavramın kaynağı Neal Stephenson'un meşhur cyberpunk romanı Parazit-Snow Crash'te geçen, tamamen şirketler tarafından kontrol edilmekte olan distopik bir sanal dünya. Bu karamsar kökeni şimdilik bir kenara bırakabiliriz ama şu anda metaverse alanının önde gelen isimlerinde bu romanın ilhamı olduğunu da aklımızın bir köşesinde tutalım. Günümüzde metaverse Snow Crash'tekine benzeyen ama daha günümüz teknolojilerine uyarlanmış bir yaklaşım. Fazlasıyla basit bir şekilde özetleyecek olursam, normal hayatımızın sanal ve artırılmış gerçeklik ile daha derin bir şekilde harmanlandığı ve dijital-analog ayrımının ortadan kalktığı bir durumdan bahsediliyor. Bunun işaretlerini ise günümüzde görmek mümkün. Telefonlarımız ile Pokemon Go gibi oyunlardan farklı uygulamalara kadar artırılmış gerçekliği aktif bir şekilde kullanıyoruz. Daha metaverse tecrübesine yakın bir örnek ise çevrim içi oyunlar olabilir. World of Warcraft, Destiny 2 veya Eve Online gibi MMO (Massive Multiplayer Online) oyunlar ya da Fortnite, Roblox, Minecraft gibi oyun ve farklı tecrübeleri içerisinde barındıran oyunlar metaverse kavramının tarif etmek istediğine yakın örnekler. Metaverse bunu hayatımızın daha geniş bir parçası, hatta içerisinde yaşanabilecek bir seviye, olarak tanımlıyor. Bu konuda teknoloji geliştirenler uzun yıllardır hayaller kursa da son dönemde giderek artan bir ilgi var. Bu ilgide kısmen dijital ekonomiye dair NFT ve beraberinde gelen yeni potansiyellerin, kısmen de teknolojinin getirdiği olanakların payı var. Fortnite'ın yapımcı şirketi Epic Games'in CEO'su Tim Sweeney'nin de bu potansiyele ilgiyi çeken isimlerden olması bu etkenlerle alakalı. Kendisi Fortnite'ı bir metaverse yapmak istediğini söylüyor. Elbette böyle bir konu açıldığında Mark Zuckerberg'in eksik kalması söz konusu olamaz. Facebook'un birçok şey olmasını istediğini söyleyen Zuckerberg, son günlerde Facebook'un bir metaverse olmasını planladığını söylemiş. Kavramın kaynağına dönecek olursak böyle bir isteği olması gayet makul. Peki tüm bunlar internetin geleceği açısından bize neler söylüyor? Eğer metaverse trendi daha etkili hâle gelirse bunun etkilerini internetin ve hayatımızın her alanında görmeye başlayacağız. Zaten teknolojinin giderek hayatımıza daha derin bir şekilde entegre olduğu gerçeğini kabul etmişken bu adımı da çok zorlanmadan kabullenebiliriz. Tabii bu dönüşüm medya tüketimi ve interneti kullanım şekillerimizde ciddi dönüşümleri de beraberinde getirebilir. Daha test edilebilir örneklerle karşılaştıkça bunun etkisini daha iyi anlayabileceğiz. Bir de metaverse tartışmasının önemli bir boyutu aşırı ekonomik bir yaklaşımla ilerliyor olması. Yani metaverse kurmaktan bahseden herkes bunun gelir modelini de düşünüyor ve tasarlıyor. Bu yaklaşımın yaygınlaşması her şeyin gelirleştirildiği bir yaklaşımın yaygınlaşması anlamına da gelebilir. Elbette böyle bir durum farklı toplumlarda farklı şekillerde kendisini gösterecektir. Fakat metaverse kesinlikle para konusunda daha açık konuşan bir akım. İnternetin ilk zamanlarında Second Life ile başlayan metaverse deneylerinin günümüzde daha fazla potansiyele sahip olduğu ortada. Tüm bunların karşımıza nasıl bir sonuç çıkaracağını kestirmek şu anın erken deneyler ortamında biraz zor. Kesin olan bir şey varsa o da metaverse kavramını ve bunun beraberinde getireceklerini, internet üzerinde bir şeyler yapan herkesin tartışmak zorunda kalacağı. Çünkü internetin her noktasına uzanmak ve internetin evrilmiş versiyonu olmak isteyen bir akım var karşımızda. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder