Her sektörde genellikle iki farklı türde girişimden bahsedebiliriz. Bunlardan ilki yeni şeyler denemeyi, kendisini geliştirmeyi ve öncü olmayı amaçlayanlardır. İkincisi de başkalarının açtığı yoldan giden, hazır formülleri kullanan ve olan biteni daha geç takip edenlerdir. Ancak medyada ve özellikle de gazetecilikteki sosyal ve politik kimi kalıplardan dolayı ikinci grubun sayısı ilkine göre çok daha fazla.
Oysa medya ve gazetecilik, insanlara ulaşabilmek ve onlara bilgi sunabilmek için mevcut gelişmelerin ve teknolojinin en çok takip edilmesi gereken alanlardan birisi. İletişim teknolojileri sayesinde var olan bu sektörlerde faaliyet gösteren aktörler, hem kendilerini geliştirip daha iyi bir ürün ortaya koyabilmek hem de tüketicilerinin gerisinde kalmamak için sürekli tetikte olmalılar. Ancak çoğu zaman bunun tam tersine bir gidişatla karşı karşıya kalıyoruz.
Bu yüzden medya ve gazetecilik alanında önde gelen kimi ARGE (Araştırma ve Geliştirme) ekiplerinden ve bu sektördeki kimi büyük isimlerin kendilerini güncel ve hatta birkaç adım ileride tutabilmek için neler yaptıklarından bahsetmek istedim.
İlk olarak bir kamu medyası olan BBC ve onların ARGE ekibi olan BBC R&D ile başlayalım. 1920'lerden bu yana BBC'nin bir parçası olan bu ekip sayesinde kurum, teknolojik gelişmeleri aktif bir şekilde takip etmekle kalmıyor; bir yandan kendi ihtiyaçlarına göre yeni teknolojiler de geliştiriyor. Üstelik yaptıkları birçok çalışmanın ve araştırmanın sonuçlarını da web sitelerinde herkese açık bir şekilde paylaşıyorlar. Ekip, yakın dönemde bir gelecek öngörüsü raporu bile yayınladı.
BBC'nin yanı sıra birçok büyük yayın kurumunun da bu konular üzerine çalışan ve çalışmalarını ilgilenenlerle paylaşan ekipleri var. The Atlantic dergisinin ekibi Building The Atlantic isimli bloglarında, Financial Times ekibi ise FT Product & Technology bloglarında yaptıkları ARGE çalışmalarını ve daha birçok şeyi okurlarıyla paylaşıyor. The New York Times'ın ürün geliştirme ekibi ise çalışmalarını NYT Open isimli bloglarında yayınlıyor.
Elbette medya söz konusu olduğunda ARGE sadece teknolojiyle sınırlı değil. Strateji ve iş modeli geliştirmek, mevcut koşullara uyum sağlamak ve bu koşullara göre dönüşmek de bu sürecin kaçınılmaz bir parçası. Bu alandaki en önemli kurumlardan birisi FT Strategies. Financial Times çatısı altından çıkan bu ekip, gazetenin geliştirdiği ekonomik model ve stratejilerden çıkardıkları dersleri diğer medya kurumlarına bir hizmet olarak sunuyor. Yayınlar, etkinlikler ve danışmanlık hizmetleriyle bir yandan diğer medya kurumlarının kendisini geliştirmesine yardım ederken diğer yandan FT için de ek bir gelir kaynağı yaratmış oluyorlar.
Daha sayabileceğim çok örnek var ama bu kadarı yeterli olmuştur diye düşünüyorum. Medya ve gazetecilikte elbette ürettiğiniz ve sunduğunuz şeyler önemli; ancak bunların kalitesini artırmak, daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamak ve kendi ayaklarınız üzerinde durabilmek için yaptığınız işi geliştirmenin yollarını da bulmanız gerekiyor. Sürekli başkalarından gördüklerinizi hazır bir tema gibi satın alarak yaptığınız iş bir süre sonra içerik anlamında da geri kalan herkese benzeyecek ve kalabalığın içerisinde kaybolacaktır.
İzleyeceğiniz yolu ve kullanacağınız teknolojileri sırf birileri övüyor ya da popüler diye değil, gerçekten ihtiyacınız olduğu ve işinize bir katkısı olacağı için kullanmanız lazım. Bunu gerçekleştirmenin yolu da bu tür ARGE çalışmalarından ve strateji geliştirmekten geçiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder