İnternetin yaygınlaşması ve herkes tarafından kolayca kullanılabilir hâle gelmesiyle birlikte bilgiye erişim konusunda bir devrim yaşayacağımıza dair inanç oldukça yaygındı. Sonuçta isteyen herkes internette her şeyi bulabilecek, kendi bildiklerini de kolayca herkesle paylaşabilecekti. Bu iyimserlik beraberinde gazeteciliğin de dijitale taşınmasını ve habere erişim için internetin temel araçlardan birisine dönüşmesi sürecini başlattı.
Ancak günümüzde hayal ettiğimiz ütopyadan oldukça uzak bir yerdeyiz. Dijital gelir modelleri gazeteciliği ayakta tutmaya yetmediği gibi basılı yayıncılığın gerilemesi de birçok haber kurumunun kapanmasına veya gerçekten gazetecilik yapamayacak kadar küçülmesine neden oldu. Bu sorun özellikle de yerel gazeteciliği vurdu. İnsanlar yaşadıkları bölge veya şehirle ilgili sağlıklı haberlere erişecek kaynak bulamamaya başladı. Her ne kadar ülkemizde konuşmamakta ısrar etsek de dünyada bu soruna dair farkındalık artıyor ve bir ismi bile var: haber çölleri. Kulağa biraz acımasız gelebilir ama dürüstçe bakarsak şu anda Türkiye'de hemen her şehir yerel haberler konusunda ya zaten bir haber çölü ya da haber çölüne dönüşme yolunda.
Peki bu çöller oluştukça ve gazetecilik sektörü bu soruna dair bir çözüm üretmedikçe ne oluyor? Elbette internetin sağladığı kolay yayıncılık imkanını kullanarak bu boşluğu fırsata çevirmeye çalışan aktörler devreye giriyor.
Hemen hepimiz bugün bir "haber sitesi" açmanın ne kadar kolay olduğunu biliyoruz. Bir alan adı ve sunucu hizmeti alırsınız, Wordpress'in üzerine o çok kötü tasarlanmış haber sitesi temalarından birini kurarsınız, ardından başkalarının işlerini kopyalayıp siteyi doldurmanız yeterli. Zaten internette haber sitesi dediğimiz birçok yer de böyle çalıştığı için hiç de göze batmazsınız.
Diyelim bunun gibi Türkiye'deki onlarca şehri hedefleyen ve onların yerel haber sitesi gibi görünen bir ağ kurdunuz. Ardından da bu ağın erişimini ve insanların haber ihtiyacını kullanarak bir politik grubun veya başka bir kesimin propagandasını yapmaya karar verdiniz. İşte bu kurduğunuz ağa pembe balçık, yaptığınız işe de pembe balçık gazeteciliği deniyor ve sandığınızdan daha yaygın bir propaganda yöntemi.
Özellikle ülkelerdeki seçim dönemlerinde veya politik kriz süreçlerinde bu pembe balçık ağları daha aktif bir şekilde çalışıyor ve hizmet ettikleri grubun görüşlerini yaygınlaştırmak için ellerinden geleni yapıyor. Bu yıl boyunca geride bıraktığımız birçok seçimde ve yaklaşan ABD seçimlerinde seçmenleri etkilemek için bu ağların kullanıldığı biliniyor. Ülkemizde de gayet aktif pembe balçık ağları olduğunun işaretlerini sıkça görüyorum ama birilerinin bu sorunu ciddiye alıp kapsamlı bir çalışma yapması lazım.
İnternet ile birlikte habercilik ve gazetecilik için altın bir çağ başlayacağını zannederken insanların habere ulaşmasının daha da zorlaştığı, yerel haberciliğin dünyanın her yerine krize girdiği ve kalitesiz haberciliğin internette norma dönüştüğü bir çöl yaratıldı. Şimdi de birileri bu çölü kendi amaçları için balçıkla dolduruyor. Bu sorunun ana sebeplerinin gazetecilik sektörünün aldığı kötü kararlar ve normalleştirdiği kötü pratikler olduğunu düşünürsek, sorunu kimin çözmesi gerektiğini de net bir şekilde görebiliriz diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder