Cuma sabahı uyanıp da Instagram'ın engellendiği haberini aldığımızda birçoğumuz tam olarak ne olduğunu anlayamadık. Evet, ülke olarak website engellemeleri fazlasıyla normalleştirdik ve interneti sansürü büyük anlamda görmezden geliyoruz ama büyük sitelerin engellenmesi uzun zamandır görmediğimiz bir durumdu. En fazla kriz zamanlarında insanlar iletişim kurmakta zorlansın diye bant daraltması yapılıyordu artık. Onun dışında beğenilmeyen her içerik platformların buradaki temsilcilerine iletiliyor ve anında kaldırılıyordu zaten.
Ama Cuma günü bir anda Instagram'a erişemeyince aslında ülkemizdeki internet düzenlemelerinin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu ve rahatça kullanılabilecek bir güç verdiğini bir kez daha hatırlamış olduk. Instagram özelinde konuyu Sarphan Uzunoğlu ve Can Ertuna'yla birlikte katıldığımız Medyascope yayınında kapsamlı bir şekilde konuştuk, o yüzden orada söylediklerimi tekrar etmeyeceğim. Ama bu olayın özellikle aklıma getirdiği bir konudan bahsetmek istiyorum.
Başlıkta sorduğum tahmin edebileceğiniz üzere aslında retorik bir soru. Herhangi bir websiteyi engellemek için bahane bulmak çok kolay. 5651 nolu yasanın verdiği geniş yetkiler sayesinde de bu bahanelere bir kılıf bulmak hiç de zor olmuyor. Ama bir websiteyi engelleme ihtiyacı duymak, özellikle de ülkenin en çok kullanılan platformlarından birisini engellemek özünde interneti ve bu platformların günümüzde nasıl önemli bir yere sahip olduğunu hiç anlamamış olmanın bir işareti.
Instagram, WhatsApp'ın ardından, Türkiye'de en çok kullanılan platform ve burayı insanlar onlarca farklı amaç için kullanıyor — engellemeye rağmen de kullanmaya devam ediyor. Eskisi gibi internetin sınırlı bir erişime sahip olduğu ve sınırlı bir kesimin kullandığı bir iletişim aracı olarak görüldüğü dönemleri çoktan geride bıraktık. Artık bir platformu engellediğinizde bunun toplumun her kesiminden insanı farklı şekillerde etkilemesi kaçınılmaz. Bu tür engellemelerin sosyal, ekonomik ve siyasi sonuçları da olma ihtimali çok yüksek.
Eğer internetin 2024 yılında ne ifade ettiğini anlamıyorsanız veya sadece kontrol edilmesi gereken bir alan olarak görüyorsanız bu ihtimalleri hiç düşünmemeniz çok doğal. Ama bir yandan böyle bakıp diğer yandan da günümüz dünyasında ekonomi ve teknoloji gibi alanlarda önemli bir rol oynayabileceğinizi düşünemezsiniz. Çünkü bugün internet artık bir altyapı olarak görülmesi ve ona göre düzenlenip yönetilmesi gereken bir teknoloji.
Ancak ülkemizde bunu anlamamak konusunda ciddi bir ısrar söz konusu. İnternetin geldiği noktayı, bilgisayarların ve diğer dijital teknolojilerin hayatın her alanında giderek daha önemli bir yer ediniyor olmasını ve küresel anlamda teknolojik gelişmenin gidişatını anlamak konusunda yeterli çaba gösterilmiyor. Hem bunların daha sağlıklı ve verimli bir şekilde kullanımını sağlamak hem de gelişimini desteklemek için yasal düzenlemeler yapılması gerekirken ya 5651 gibi aşırı kısıtlayıcı yollara gidiliyor ya da bu alandaki insanları dışlayan veya onların işini daha da zorlaştıran yollar izleniyor. Teknolojinin sadece ortaya çıkardığı ürünler üzerinden düşündüğümüz için de bir kesim bunları kontrol etme amacıyla ilerlerken diğer taraf da günümüzde teknolojinin verimli ve faydalı bir şekilde gelişebilmesi için doğru politikaların üretilmesinin ne kadar önemli olduğunu görmezden geliyor.
Sonuç olarak internete ve teknolojiye bakışımızı değiştirmedikçe bu kısır döngüden kurtulma şansımız yok. İnterneti düzenleyen yasalarda yapılan hatalar düzeltilmedikçe; yapay zekâ, dijital telif hakları ve benzer alanlarda politika üretimi sürecinde bu hatalardan ders alınmadıkça; bu süreçlere gerçekten alanın içerisinden gelen, konuya hakim ve gelecekteki potansiyelleri ve riskleri görebilecek insanlar dahil edilmedikçe bu sorunların çözemeyiz. Eğer bunları yapmazsak bugün yapay zekâ konuşurken bir bakmışız 2054 yılında başka büyük bir platforma erişemediğimiz ve bir sürü insanın işlerinin ve gündelik hayatının yine alt üst olduğu bir sabaha uyanıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder