Gazetecilik ve etiği üzerine tartışmalar giderek daha da düzenli bir şekilde gündem başlığı oluyor. Bunda elbette yaşadığımız dönüşümün, içinden geçilen politik karmaşaların ve ekonomik sorunların etkisi büyük. Aynı zamanda tartışmaların kaynağında gazetecilik tanımlarımızın ve ondan beklentilerimizin farkı da var. Bu hem farklı kesimlerden insanların arasında hem de ülkeler arasında bu tartışmanın daha zor hâle gelmesine neden olabiliyor. Örneğin buralarda sıkça tartıştığımız ve ABD'de de tekrar gündeme gelen objektif gazetecilik meselesi gibi. Elbette ABD'deki —ya da başka ülkelerdeki— tartışmaları takip etmenin bize katkısı oluyor. Farklı bakış açılarını ve yaklaşımları da bilmek her zaman iyidir. Ancak bu noktada birkaç detayı da unutmamak gerekiyor. Bunlardan birincisi ülkeler ve toplumlar arasında gazeteciliğe ve bu bağlamda gazetecilik etiğine bakıştaki farklar. Belki keskin bir şekilde ayırmak zor ama belirli akımlar ve bu akımlar arasında önemli farklar var. Fakat ABD, hemen her kültürel konuda olduğu gibi, gazetecilik alanında da tüm dünyada trend ve perspektif belirleme gücüne sahip. ABD'de gazetecilik etiği denildiğinde ne kastedildiğini bilmek, pratiklerini öğrenmek bu yüzden ayrıca önemli. Çünkü bir noktada uluslararası perspektifi bu noktadan belirleme konusunda ısrarcı bir yaklaşım var. Özellikle interneti şekillendiren birçok şirket ve platformun ABD merkezli olması da buna katkıda bulunuyor. Örnek olarak Laura Wagner'ın geçtiğimiz haftalarda yayınlanan ABD'nin en meşhur medya etikçisine dair yazısı bir ders niteliği taşıyor. Yazıda ABD'de medya etiği denildiğinde nelerin hesaba katıldığını, şirketleşmenin nasıl tehlikeli bir etkisi olduğunu ve objektiflik konusunun nasıl sorunlu bir şekilde ele alındığını açıkça görebiliyorsunuz. Her ne kadar bizim etik konusundaki tartışmalarımız zaman zaman ayrışsa da bu perspektifi bilmek ve incelemek gerçekten faydalı oluyor. Bizim okurken "bunu neden tartışıyorlar ki?" diyeceğimiz konuları okurken kendimize de dışarıdan bakma şansı bulabiliyoruz. Gazeteciliği ve etiğini tartışmaya alan varolduğu sürece devam edeceğiz. Ancak herkesin ortak bir tanım ve yaklaşımda buluşmasının mümkün olacağını sanmıyorum. Bu yüzden bu farkları ve arkasında yatan sebepleri anlamak bu tartışmaların sağlıklı ve faydalı bir şekilde sürmesi için büyük bir önem taşıyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder