Diyelim ki elinizde kimsede olmayan, konuştuğunuz kişinin görünürde yaptığı her şeyin bilinçli bir yalan olduğunu kanıtlayan bir kayıt var. Üstelik bu kaydı röportaj yaptığınız kişi hiçbir kısıtlama olmaksızın kendi isteğiyle vermiş. Bunu haberleştirirseniz kritik bir dönüşüm yaratabilir, hatta hayatlar kurtarabilirsiniz. Bu kaydı anında haberleştirir misiniz, yoksa röportajın asıl yapılma sebebi olan kitap için altı ay boyunca saklar mısınız? Washington Post'un Watergate ile ünlü olan gazeteci ve editörü Bob Woodward, ikincisini yapmayı tercih etti. Şubat ve mart aylarında yaptığı röportajlarda, Donald Trump açık bir şekilde COVID-19'un ne kadar ölümcül ve tehlikeli olduğunu iyi bildiğini ve buna rağmen bunu önemsiz göstermeyi ve böyle bir politika izlemeyi tercih ettiğini Woodward'a itiraf ediyor. Bu röportaj o zamanlarda haber olsa Trump'ın politikasının değişmesine, insanların onun bu konudaki sözlerini daha az ciddiye almasına sebep olabilirdi. Böylece komplo teorileri azalabilir, daha az insan umursamazlıktan dolayı virüse yakalanıp ölürdü. Fakat Woodward bu röportajı şimdi yeni çıkacak olan kitabında yayınlıyor. Yani ABD çoktan COVID-19 yüzünden yaklaşık 200.000 insanı kaybetmiş ve her geçen gün daha fazlasını kaybederken. İşin daha acıklı tarafı ise bunu neden yaptığına dair elle tutulur hiçbir açıklaması olmaması. Washington Post ise konudan uzak durmak için çabalıyor. Onu savunmaya çalışan diğer gazeteciler ve medya çalışanları da aynı durumda. Çünkü bu hareketin savunulabilecek hiçbir tarafı yok. Böyle kritik bir bilgiyi, kendisine gazeteci diyen herhangi birisinin saklaması için hiçbir gerekçe olmamalı. Söz konusu toplumun sağlığı ve insanların hayatıyken bir gazetecinin başka bir şeyi düşünmemesi gerekiyor. Eğer gerçekten amaç gazetecilik yapmaksa. Odağın başlığını biraz spekülatif atmamın sebebi de bu aslında. Çünkü düşünebildiğim tek açıklama bu. Böyle bir bilginin daha fazla kitap sattıracağını düşündükleri için bunu haber yapmamaları. Çünkü ABD'de bu bir alışkanlık hâline gelmiş durumda. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde özellikle Trump yönetimine dair çıkan kitaplara baktığınızda bu akımı fark etmemek imkânsız. Zamanında bir şeyler yapabilecek, bir değişim başlatabilecek kişiler bunu yapmayıp üzerinden biraz vakit geçtikten sonra kitabını yazıyor ve bunun üzerinden hem para hem de prestij kazanıyorlar. Çok satan olabilmek için bir gazeteci veya politikacı olarak yapmaları gereken şeyleri yapmamayı tercih ediyorlar. Bu fazlasıyla tehlikeli ve sorunlu bir akım. Yine de en azından ABD içerisinde bu akımın yakın zamanda sona ereceğini sanmıyorum çünkü Woodward gibi bir gazeteciyi bile bu hareketinden sonra eleştirme cesaretini gösterebilen insan sayısı çok az. Özellikle ABD medya sektörü bunun ne kadar kârlı olduğunu bildikleri için göz yummayı tercih ediyor. Tüm bunlar da bizi gazetecilik, medya ve etik tartışmalarının en büyük başlıklarından birisine getiriyor. Evet, bu bir meslek ve para kazanmak lazım. Ama bu işin amacını ve ahlaki boyutunu hiçe saymak tek seçenek olmamalı. Kurulacak her yeni model, yapılan her yeni plan bu dengeyi korumak için özen göstermeli. Özellikle gazetecilik ve gelir modelleri, sürdürülebilirlik gibi başlıkları sıkça duyduğumuz şu günlerde bu tartışmanın güzel bir hatırlatıcı olacağına inanıyorum. Çünkü Woodward ve WaPo örneğinde de gördüğümüz gibi bunları unutmaya çok yatkınız. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder