Edison'un fonografı 1876'da icat etmesinin ardından, mucidinin de öngördüğü üzere bu ses kayıt cihazı müziğin hizmetine girer.
İletinin içeriğini görüntülemekte sorun yaşıyorsanız lütfen buraya tıklayın. |
| Click for newsletter in English | | | Edison'un fonografı 1876'da icat etmesinin ardından, mucidinin de öngördüğü üzere bu ses kayıt cihazı müziğin hizmetine girer. Taşınması kolay ve kullanımı pratik bu cihaz, on dokuzuncu yüzyılın sonundan II. Dünya Savaşı'na kadar kişisel kayıtlar, derleme gezileri ve arşiv çalışmalarında farklı kültürlerin müziklerini kaydetmek üzere kullanılır. Bu müzik kayıtlarının bir kısmı da yirminci yüzyıl dönümünde Osmanlı Türkiye'sine dilbilim ve arkeoloji çalışmaları yapmak üzere gelen yabancı araştırmacılar tarafından yapılır. Fonograf Alanda: Erken Dönem Karşılaştırmalı Müzikoloji Çalışmaları ve Türkiye, dünyanın müzik belleğine yaptığı kayıtlarla katkı sağlayan bu yabancı araştırmacılardan Hubert Octave Pernot'nun Sakız Adası (1898–1899) ve Felix von Luschan'ın Zincirli (1902, önce Adana, sonra Gaziantep'e bağlı) kayıtları ışığında dönemin müzikolog ve bestecilerinin kolektif faaliyetlerine, bilimsel ve sanatsal üretim alanlarındaki etkileşime, Avrupa'nın dünya müzikleriyle tanışması bakımından bu kayıtların müzikoloji tarihindeki önemine ve kayıtları bünyesinde bulunduran başta Berlin Phonogramm-Archiv olmak üzere Avrupa'daki ilk ses arşivleri ve burada oluşan karşılaştırmalı müzikoloji ekolüne hem Avrupa hem de Türkiye perspektifinden bakıyor. Detaylı bilgi için tıklayın! | | | | Bir İmparatorluğun Sesi | Osmanlı İstanbul'unda Müzik Üreten Taşralı Bestekârlar | İskendername'ye Özgün Bir Osmanlı Katkısı | | |
|
tarafından adresinize gönderilen iletileri almak istemiyorsanız lütfen buraya tıklayın . |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder