Dijital yayıncılığın hızlı gelişimi ve küresel çaptaki toplumsal değişimler gazeteciliği ve medyayı dönüşmeye ve evrilmeye zorluyordu. Bir yılı geride bıraktığımız pandemi ise bu sürecin daha yoğun ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesine neden oldu. Tüm bu hız ve acil hamleler ise tam olarak nasıl bir yönde ilerlediğimizi anlamayı zorlaştırabilir. Bunun üstesinden gelmek için dünyanın farklı yerlerinde neler yapıldığına ve nasıl tartışmalar yaşandığına bakmanın büyük faydası olacaktır. Her hafta bültende sizlere bunu sunmaya çalışıyoruz fakat bu hafta özellikle farklı modelleri bir araya toplamanın iyi olacağını düşündüm. Giderek daha sık görmeye başladığımız modellerden birisi yayınların sadece gazeteciliğin ve içeriğin ötesinde gelir ve üretim yollarını daha sık test etmeye başlaması. New York Times'ın başarısı, New Yorker gibi yayınları dijital bulmaca gibi ürünler sunmaya yönlendiriyor. Uzun yıllardır Monocle gibi yayınların daha farklı ürünler ve mekânlar ile bir yayının ötesine geçerek bir yaşam tarzını da temsil etme modeli ise daha fazla yayın ve medya kurumu tarafından denenmeye başlandı. Diğer yandan gazeteciliği geliştirmek için farklı türler arasında hibrit denemeleri de giderek daha sık karşımıza çıkıyor. Kamu medyası ve girişimciliğin birbirine geçtiği modeller buna bir örnek. Başarılı olan modellerin tecrübelerini diğer yayınlara sundukları bir hizmete dönüştürmesi de daha sık gördüğümüz bir yöntem. Avrupa içerisinde son zamanlarda daha sık konuşulmaya başlanan tüm kıtaya hitap eden bir medya tartışmaları ise ulusalın yerini yerel ve uluslararası yayınların alma ihtimalini düşündüren bir gelişme. İçerik alanına dair özellikle dikkatimi çeken iki trend var. Bunlardan ilki giderek sosyal medya yerine doğrudan habere ulaşma eğilimi. Bu durum kurumların ve kişilerin kendi dijital mekânlarına daha fazla özen göstermesini gerektirecektir. Ayrıca uzun soluklu gazeteciliğin ve genel olarak medya üretiminin yükselişe geçtiğini ve talep edildiğini de unutmamak lazım. Bu da platformlar yerine bunların daha iyi erişilebileceği mekânlara ihtiyacın artması demek. Bütün bu gelişmelerin ortalık durulduğunda bizleri nasıl bir ekosistem ile karşı karşıya bırakacağını kestirmek şu aşamada güç olabilir. Fakat tüketilebilecek medyanın ve gazeteciliğin sayı anlamında kontrolden çıkması kaliteli olana dair arayışı artırıyor. Bunu sağlayamayan yayınların şansı ise giderek azalıyor. Artık eleme dönemine girmeye başladığımızı ve belirli bir seviyenin altında kalanların bu sürecin sonunda veda edeceğini söylemek abartılı bir öngörü olmayacaktır. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder