Geride bıraktığımız hafta içerisinde tanıdık bir tartışma tekrar gündem hâline geldi: Yanlış bilgi sorunu konusunda teknolojinin yeri nedir? Tartışmayı tekrar canlandıran ise Ben Smith'in New York Times'daki köşesinde yayınladığı yazısı oldu.
Yazı her ne kadar Joan Donovan gibi bu alanda çalışan önemli isimlere yer ayırsa da sonuç kısmında bu sorunun bildiğimiz politik propagandadan çok farklı olmadığını ve bu yüzden de teknolojiye bu kadar önem atfetmememiz gerektiğini söylemesi nedeniyle çok sert tepkilerle karşılaştı. Yakın zamanda Joseph Bernstein tarafından yazılan ve özellikle teknoloji yoluyla bu sorun üzerinden para kazanmaya odaklanan girişimlerden bahseden yazının da anılması muhtemelen belirli bir grubun bu kadar sert tepki göstermesinde rol oynadı.
Bu noktada biraz açık olmak ve tekno-çözümcü yaklaşımın sorunlarından bahsetmek lazım. Yanlış bilgi gibi kompleks bir sorunu yeni bir uygulama veya teknoloji ile çözeceğini iddia eden ya da bu soruna yalnızca teknoloji kısmından yaklaşıp gerisini gözardı edenleri pek ciddiye almamamız gerektiği malum. Tekno-çözümcü yaklaşım bir sorunu ele alırken genellikle bir bütün olarak almak yerine teknolojinin kavrayabildiği kısımlara odaklanıp gerisini yok saymayı tercih eder. Bir anlamda tekno-çözümcülük sadece teknolojiyle uyumlu olanı görmeye meyillidir. Bu da söz konusu kompleks sorunlar olduğunda elimizde pek de işe yaramayan bir çözümle kalmamıza neden olur.
Bununla birlikte teknoloji sektörünün yatırım dalgaları ve trendler ile yürüdüğünü düşünecek olursak, sektörün bu alanda çok fazla etki sahibi olması o sorunların hepsini buraya taşıyacaktır. Yatırımcıların ilgisini çekmiyor diye kapanacak şirketlere bel bağlama riskine girmemek gerekiyor.
Ancak bunu abartıp işin teknoloji boyutunu yok sayma lüksümüz de yok. Evet, bildiğimiz propaganda, siyasi manipülasyon ve benzeri eski numaraların bir devamı ama aynı zamanda bundan da fazlası var karşımızda. İnternetin getirdiği yeni araçlar, sosyal medyanın getirdiği yeni iletişim dinamiklerin eski sorunların daha farklı bir biçim almasına neden oluyor. Bu noktada teknolojinin desteğine ve imkanlarına da ihtiyaç var.
Fakat her konuda ve alanda olduğu gibi bir şeyler popüler olduğunda bundan faydalanmak isteyenler çıkacaktır, geçtiğimiz haftanın odağında yazdıklarım bunun en güncel örneği. Bunları görmek lazım fakat olduklarından daha büyük bir meseleymiş gibi davranmanın da kimseye faydası yok.
Yani bu sorunla mücadele ve çözümü noktasında dengeli ve biraz da pragmatik bir yaklaşım geliştirmek gerekiyor. Sorunun kompleksliğini ve gerçeklerini kabul ederek, mevcut imkanlar içerisinden zararlı kısımları kırparak ilerlemek lazım. Kimse bu konunun bir sabah uyandığımızda çözülmüş olmasını beklememeli.
Bu soruna ve duruma uygun bir yaklaşımı da ancak sağduyulu bir şekilde tartışarak ve birlikte çalışarak geliştirebiliriz. Bu yüzden her ne kadar eksikleri ve yanlışları olsa da bu süreçte yazılan yazıların hepsi önemli adımlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder