Geçtiğimiz haftalarda Guardian'ın yayınladığı Cotton Capital dosyası oldukça büyük bir ilgi çekti. Guardian'ın kurucularının kölelikten nasıl faydalandığı ve bunun gazetenin geçmişinde nasıl bir etkisi olduğu üzerinden ilerleyerek hazırladığı dosya bir yandan gazetenin kendi geçmişiyle yüzleşmesini sağlarken diğer yandan da İngiliz toplumunun kölelik sisteminin ülkedeki etkisine daha yakından bakmasını sağlıyor.
Bu dosyayı okurken aklıma 2019 yılında New York Times'ın hazırladığı ve bültenimizde de yer verdiğimiz 1619 Project geldi. Her ne kadar NYT ile doğrudan ilişkisi olmasa da bu dosya da Amerikan toplumunun kölelik geçmişiyle yüzleşmesine ve bu konuyu daha açık bir şekilde ele almasına yardımcı olmayı amaçlıyordu. Bu proje o kadar etkili oldu ki yıllar sonra konuşulmaya ve tartışılmaya devam ediyor.
Açıklayıcı gazetecilik olarak adlandırabileceğimiz bu format, güncel olaylara dair haberler yazmanın ötesine geçerek önemli konuların daha kapsamlı bir şekilde anlatılmasını ve bu olayların ve konuların günümüzde yaşananlar üzerindeki etkisinin anlaşılmasını amaçlıyor. Bu tür gazetecilik bazen güncel olayları temeline alarak genişleyebilirken kimi zaman da daha kavramsal veya tarihi bir temel üzerinden de ilerleyebiliyor.
Bu yaklaşımı nedeniyle açıklayıcı gazeteciliğe en çok ihtiyaç duyulan alanlardan birisi de toplumların geçmişlerinde yaşanan daha karanlık dönemler ve olaylar oluyor. Bu olaylar toplumsal hafıza üzerindeki etkisi ve günümüzdeki sonuçları nedeniyle yüzleşmesi en zor konular arasında. Çoğu zaman günümüzde birçok sorunun kaynağı olsalar da yüzleşmenin zorluğu bu konuları birer tabuya dönüştürüyor.
Açıklayıcı gazeteciliğin bu konularda etkili olabilmesinin sebeplerinden birisi bu konuları akademik veya siyasi bir dilden çıkartıp daha anlaşılır ve günümüzle ilişkili hâle getirebilmesi. Ayrıca gazetecilik bir yayın olarak da toplumun daha geniş kesimleri tarafından fiziksel ve ekonomik olarak ulaşılabilir bir format. Bu sayede konunun daha fazla insan tarafından erişilebilir olması sağlanıyor.
Elbette bu tür gazetecilik herkes tarafından pozitif karşılanmayabilir. 1619 Project ve yaratıcısı Nikole Hannah-Jones hâlâ ABD'deki belirli kesimler tarafından hedef alınıyor ama buna rağmen proje büyük bir ilgi görmeye ve değişim yaratmaya devam ediyor.
Girişte bahsettiğim projeler bu tür gazeteciliğin ne kadar derin konuları ele alabileceğinin ve ne kadar etkili olabileceğinin örnekleri. Hemen her toplum gibi bizim de bu tür açıklayıcı gazeteciliğe ve projelere ihtiyacımız var. Gazeteciliğin yalnızca güncel olanla sınırlı olmadığını ve topluma farklı biçimlerde de katkıda bulunabileceğini görmek ve göstermek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder