Özellikle 2023 yılından itibaren ABD'nin sosyal medya platformlarıyla alakalı en büyük meselesi TikTok kullanımını bir şekilde kontrol etmekti. Bu konunun arka planını geçmiş bültenlerde ele almış ve güncellemeleri de yine sizlerle paylaşmıştım. Geçtiğimiz hafta içerisinde Biden'ın imzasıyla yürürlüğe giren yasayla birlikte TikTok için yeni bir dönem başladı.
Bu yasaya göre bu yılın sonuna kadar TikTok'un sahibi olan ByteDance'in iki seçeneği var: Ya TikTok'u ABD merkezli bir şirkete satacak ya da uygulamanın ABD içerisinde engellenmesini kabul edecek. ABD'nin amacı bu el değişimiyle birlikte Çin'in ABD'li kullanıcıların verilerine erişimini engellemek ve "casusluğun" önüne geçmek. TikTok, yasa imzalandığı gibi buna karşı mücadele edeceğini açıkladı.
Buna dair ellerinde bir kanıt olup olmadığı tartışması bir yana, ABD merkezli platformlardan toplanan kişisel verilerin herkes tarafından rahatça satın alınabildiği ortaya çıkmışken bunun vatandaşların verilerini korumakla pek de alakası olmadığı ortada. Öyle olsaydı yıllardır kişisel verileri federal seviyede koruyacak bir yasa çıkarmamak için bu kadar ısrarcı olmazlardı. O yüzden önce buradaki asıl motivasyonu incelemek gerekiyor.
Burada ABD'nin asıl motivasyonu, aslında TikTok'u Çin'le içerisinde bulundukları ekonomik soğuk savaşta bir araç olarak kullanmak. Çin'den çıkan bir sosyal medya platformunun küresel başarı elde etmesi ve ABD merkezli platformların onunla yarışmakta zorlanması onu bir ekonomik tehdit olarak görmelerine neden oluyor. TikTok algoritmasının bu kadar büyütülüp tartışılmasından tutalım da kişisel veriler konusundaki iddialara kadar her şey platformun bir fenomen olarak tartışılmasını besledi. TikTok'un Çin'deki versiyonuyla dünyanın geri kalanının kullandığı versiyonunun tamamen farklı ve bağımsız uygulamalar olması bile bu kişisel veri komplolarının tutarsızlığını bize gösteriyor.
Üstelik platformları engellemenin ne kadar etkisiz bir yöntem olduğunu da hepimiz çok yakından biliyoruz. Türkiye'de bunu sıkça tecrübe ettik ama yakın zamanda yine benzer sebeplerle TikTok dahil birçok Çin merkezli uygulamayı engelleyen Hindistan'da da sürecin nasıl sonuçlandığına bakmak bunun ne kadar etkisiz bir yöntem olduğunu anlamak için yeterli.
Burada önemli bir diğer risk de ABD'nin oluşturacağı kötü örnek. Eğer ABD kişisel verileri bahane ederek başka ülkedeki bir şirketi elindeki platformu satmaya zorlarsa bunu diğer ülkelerin taklit etmesinin önüne geçmek imkânsız olacak. Aynı şekilde birçok ülke bu yasayı birebir kopyalayıp ABD merkezli platformları hedef alırsa bunun çok ağır sonuçları olacaktır. Yani ABD kendi ekonomik çıkarlarını korumaya çalışırken kendisine ve internetin küreselliğine çok ciddi zararlar verebilecek bir akımın başlamasına sebep olabilir. Yıllardır adını andığımız splinternet bir anda gerçek olabilir.
Yasa her ne kadar Biden tarafından imzalanmış olsa da üst mahkemelerin bu kararı iptal etmesi söz konusu. Yine de atılan bu adımın yalnızca TikTok için değil, internet için çok ciddi sonuçları olabilir. Diğer yandan platformların tehditlere bu kadar açık bir noktaya gelmiş olmasının alternatif arayışların hızlanmasına neden olması da bir diğer potansiyel senaryo. Hangisinin gerçekleşeceğini ise hem zaman hem de bizim yapacağımız tercihler gösterecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder