Gazetecilik etiği bir yandan herkesin sürekli konuştuğu ama diğer yandan da uygulama kısmında en çok tartışmayı yaşadığımız alanlardan birisi. Gazetecilerin taraflı olup olamayacağından, reklam gibi konularda etik duruşun nasıl olması gerektiğine kadar birçok farklı başlık altında sürekli konuştuğumuz bir konu.
Politika haberciliğinin dışına çıktığımızda ise bambaşka tartışmalar ile karşı karşıya kalıyoruz. Örneğin spor muhabirlerinin takip ettikleri takımlar ve spor dallarıyla ilgili bahis oynayıp oynayamayacağı en sık karşılaştığımız etik tartışmalarından birisi. Benzer örnekleri birçok farklı gazetecilik alanında da bulmak mümkün.
Söz konusu ekonomi ve finans gazeteciliği olduğunda ise yeni bir yayın bu alandaki en büyük etik tartışmalarından birisini başlatmayı amaçlıyor gibi görünüyor. Kimilerinin bir haber kurumu olduğunu bile kategorik olarak reddettiği Hunterbrook ilk duyurulduğunda bültende bahsetmiştim. Kısaca özetlemek gerekirse bu kurumun bir ayağını araştırmacı gazetecilik yapan haber odası oluştururken, diğer ayağı buradan elde ettikleri bilgilere göre pozisyonunu belirleyen bir yatırım şirketi. Böyle bir yapının nasıl işleyeceği büyük bir merak konusuydu ve sonunda yayın hayatına başlamasıyla birlikte doğrudan inceleme şansına sahip olduk.
İlk büyük dosyalarını okuduğunuzda herhangi bir ekonomi gazeteciliği haberinden farklı bir yan görmüyorsunuz. Hatta genel olarak iyi yazılmış ve özenli bir gazetecilik işi bile diyebiliriz. Ancak işin değiştiği nokta sağ tarafta yer alan editoryal pozisyon sütunu. Burada sizi ilginç bir not bekliyor. Hunterbrook haberi yazarken ve yazdıktan sonra attığı hamleleri burada herkesle paylaşıyor. İlginç bir şekilde kurum buldukları yolsuzluk kanıtlarını savcılarla ve diğer federal kurumlarla paylaşmış ve bu konuda şirkete dava açabilecek kişi ve kurumlarla da paylaşacağını söylüyor. En sonda ise kurumun diğer ayağı olan yatırım şirketinin bu haberle birlikte aldığı yatırım pozisyonu anlatılıyor ve bizler için oldukça meşhur hâle gelen "yatırım tavsiyesi değildir" cümlesiyle bu uzun not bitiyor.
Bir yandan bakınca bu kadar şeffaflık insanı şaşırtıyor. Sonuçta çoğu haber okuru bu tür detayları merak etmez. Bu anlamda bir artı olsa da bu haberi yayınlamadan önce bağlı olduğunuz şirketin buradaki bilgilere göre yatırım pozisyonu belirliyor olması etik anlamda örneği az bulunur bir sorunla bizi karşı karşıya bırakıyor. Bir yandan yatırım kararlarını alan gazeteciler olmadığı için onları doğrudan bağlayan bir durum söz konusu değil, diğer yandan bağlı oldukları kurumun yaptıkları haberlere göre sermayesini kullanacak olmasının sebep olacağı garip dinamikler var.
Bir de Hunterbrook için çalışan gazetecilerin dışarıdan nasıl görülecekleri gibi bir sorun daha var. Finans alanında çalışan bir gazetecinin çalıştığı kurum elde ettiği bilgileri yatırım amacıyla kullanacaksa herhangi bir şirketin o gazetecilerle ilişkisi nasıl olacak? Bunu kullanmaya çalışan veya kendisini korumak isteyen şirketler illa ki çıkacaktır. Bu da gazetecilerin elde ettikleri bilgiye daha şüpheci bir şekilde yaklaşmasını gerektirecek.
Bir diğer tartışma başlığı da bunu aktivist gazetecilik olarak kabul edip edemeyeceğimiz. Habercilik tarzları ve bulduklarıyla yaptıkları genel olarak aktivist gazetecilik yaklaşımına uyuyor ama bunu genelde aktivist gazetecilerden alışık olduğumuz üzere toplumsal faydayla sınırlı tutmayıp kişisel fayda için de kullanmaları suyu iyice bulandırıyor.
Yaptıkları ve yapacakları gazeteciliğin ötesinde bence Hunterbrook hem gazetecilik sektörü hem de akademisyenler için faydalı bir deney olarak görülebilir. Kurum içerisinde ya da üniversitede gazetecilik etiği eğitimlerine bolca kaynak sağlayacağından ve yeni tartışmalar başlatacağından şüphem yok. Gazeteciliğin parayla ilişkisinin etiğini hep patronlar ve reklamlar üzerinden tartışıyorduk, böyle yeni bir alanın açılması bence güzel oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder