Teknoloji gazeteciliği dediğimiz zaman genellikle iki ana kategoriden bahsediyoruz. Bunlardan ilki ağırlıkla sektörün kendisine hitap eden ve teknoloji alanıyla doğrudan veya dolaylı olarak ilişkili olan profesyonellerin ihtiyaç duyduğu bilgileri sunan türdeki gazetecilik. İkincisi ise herkese ama özellikle de teknolojinin son ürününü kullanan ve tüketen insanlara hitap eden gazetecilik. İlkinin amacı nasıl sektör içerisindekilere faydalı olacak bilgiler sunmaksa ikincisinin amacı da ilgili bir sektörden olmasa da herkese teknoloji ve teknolojik ürünlerle ilgili faydalı bilgiler sunmak olmalı.
Maalesef gerçekler bu ideal senaryoyla uyuşmuyor. Uzun yıllardır teknoloji sektörü —özellikle de Silikon Vadisi— ve teknoloji medyası arasında dengesiz ve sıkıntılı bir ilişki var. Teknoloji alanında özel haberlere erişebilmenizin, lansman ve diğer etkinliklere davet edilebilmenizin veya inceleme ürünlerine ulaşabilmenizin yolu genellikle bu şirketlerle aranızı iyi tutmaktan geçiyor. Yıllar içerisinde teknoloji şirketlerinin yarattığı bu dinamik de ya teknoloji gazetecilerinin önemli bir kısmının eleştiri yaparken çok dikkatli olmaya çalışmasına ya da zaten sorgusuz bir biçimde pozitif bir yaklaşımı gösterecek insanların teknoloji gazeteciliğine yönelmesine neden oldu.
Zaman geçtikçe bunun kırılmaya başladığına dair işaretler görüyoruz çünkü Silikon Vadisi o eski karizmasını kaybetti. Artık hepsinin dev şirketler olduklarının bilinciyle onlara yaklaşıyoruz. Her ne kadar teknoloji gazetecilerinin ciddi bir kısmı hâlâ bu gerçekle yüzleşmek istemese de bu Silikon Vadisi fanı gazeteciliğin en ünlü isimlerinden birisi olan Kara Swisher bile hatalarını kısmen kabul ettiği bir kitap yayınladı.
Dediğim gibi bu dönüşüm hâlâ devam eden bir süreç ve tıpkı teknoloji gazetecileri gibi sektördeki isimlerin büyük bir kısmı da bunu kabullenebilmiş değil. Bunun iyi bir örneğini de yeni büyük teknoloji olacağını iddia eden Humane AI Pin'in piyasaya sürülmesi ve incelemelerin yayınlanmasıyla gördük.
Humane AI Pin, hiçbir şekilde verdiği vaatleri karşılamıyor ve birçok anlamda gerçekten kötü bir ürün. Bütün incelemeler de doğal olarak bunu dile getiriyor ve gösteriyor. Sorun da tam olarak burada başlıyor. Bazı isimler bu incelemelerin "etik dışı olduğunu" ve teknoloji gazetecilerinin ürün incelemelerinde önceğilin ürüne "zarar vermemek" olması gerektiğini iddia etti.
Tartışmayı başlatan incelemenin sahibi Marques Brownlee'nin olayı başlatan paylaşıma verdiği "benim işimin ne olduğu hakkında aynı fikirde değiliz" cevabı aslında sorunu çok iyi özetliyor. Silikon Vadisi ve etrafındaki kitle için onlarla ilgilenen gazetecilerin görevi onları iyi göstermek, basın metinlerini süsleyerek yayınlamak ve bir anlamda onlar için bedava reklam yapmak olmalı. Ancak genel kitleye hitap eden teknoloji gazeteciliğinin —özellikle de insanları yeni ürünler konusunda bilgilendirenlerin— asıl amacı onları takip eden kişilerin faydasını düşünmek ve onlara en sağlıklı bilgiyi sunmak. Asıl etik dışı olan "ben bu incelemeyi yayınlarsam o şirkete zarar veririm, o yüzden yayınlamayayım" demeleri olurdu.
Her ne kadar Silikon Vadisi aksini düşünmek istese de gerçekten başarılı bir teknoloji gazeteciliğinin sırrı bu duruştan geçiyor. Şu anda The Verge ve 404 Media gibi yayınların her şeye rağmen güçlü bir şekilde devam edebilmesinin ya da Marques Brownlee'nin 15 yıl önce bir çocukken başladığı YouTube kariyerine şu anda bir marka olarak devam edebilmesinin sebebi, Silikon Vadisi'ni veya diğer teknoloji şirketlerini mutlu etmek için kendilerinden ödün vermeleri değil, tam aksi bir yolda ilerliyor olmaları. Umarım teknoloji gazetecilerinin hepsi en kısa zamanda bunun farkına varıp işlerini daha iyi bir şekilde yapmaya başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder