Bugün (3 Mayıs) Dünya Basın Özgürlüğü günü. Maalesef ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde her geçen yıl basın özgürlüğünün giderek zayıfladığı, bunun da ötesinde gereksiz görülmeye başladığı zamanlardan geçiyoruz. Durumun ne kadar ciddi olduğunu anlatmama gerek olduğunu sanmıyorum. Bu hafta sizlere basın özgürlüğüne dair tehditlerin geçmişe kıyasla nasıl çeşitlendiğinden ve farklı biçimler alabildiğinden bahsetmek istiyorum. En basit örneği, Ne Okuyoruz bölümünde ele aldığım dijital güvenlik konusu. Sürekli konuştuğumuz dijital dönüşüm gazetecilere sağladığı imkânların beraberinde onları gözetlemek, susturmak ya da hedef hâline getirmek için de birçok yeni seçenek sundu. İnternet bilginin özgürleşmesine, gazetecilere daha fazla veriye ve okura ulaşma olanağı getirse de; bununla birlikte gazetecilik kavramının politik amaçlarla içinin boşaltıldığı, propaganda için daha kullanışlı bir araç olduğu ve gazetecilerin kolayca hedefe dönüştürülebildiği bir teknoloji. "Fake news", troller gibi yeni kavramların hemen hepsi gazeteciliğe ve basın özgürlüğüne birer tehdit. İnsanların doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştıran, basına güveni sarsan bu gelişmeler birçok şeyi zorlaştırdı. Fakat devletler bunlarla mücadele etmek için basını hedef almayı ve basın özgürlüğünü kısıtlayacak araçlar kullanmayı tercih etti. Pandemi sürecinde bile bunu fırsat bilerek benzer yasalar çıkaran ülkeler oldu. Gazeteciliğin içinde bulunduğu ekonomik koşullar da onun özgürlüklerini kısıtlamaya devam ediyor. Bir yandan dijitalde gelir musluğunun başını tutan teknoloji platformları basının onların isteklerine göre dönüşmesini isterken, diğer yandan zenginlerin birçok farklı amaçla gazete satın almaları artık normalleşti. Büyük birleşmeler ve merkezileşmeler de çok sayıda yayının tek merkezden kontrol edilip tektipleşmesine yol açıyor. Basın özgürlüğü herkesin koşulsuz bir şekilde savunması gereken haklardan birisi. Bunun ne kadar önemli olduğunun ve neden savunulmaya değer olduğunun örneklerini hemen her gün dünyanın her yerinde görüyoruz. İçinde bulunduğumuz koşullar bu özgürlüğe olan saldırıları ve kısıtlamaları giderek artırırken, bizler de aynı şekilde her alanda ve her tehdite karşı bu özgürlüğü savunmaya ve basının güçlenmesi için elimizden geleni yapmaya devam etmeliyiz. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder