Gazetecilik tanımlanırken en sık kullanılan kalıplardan bir tanesi, gazetecinin görevlerinden birisi de kişilerin ve kurumların hesap verebilir olmasını sağlamaktır. Bu yüzden gazeteciler toplum için önemlidir ve onların ürettikleri ile etrafımızda olan bitenleri daha şeffaf bir şekilde görebiliriz. Ancak yakın zamanda yaşanan birçok değişim hem bu tanımın sorgulanmasına hem de gazetecilerin kendisinin şeffaflığı ve hesap verebilir olması gerekliliğine dikkatimizi çekiyor. Geçtiğimiz hafta ABD'de gazeteciliğin ünlü isimlerinin merkezinde olduğu bir tartışma da bize bunu bir kez daha hatırlattı. Ben Smith, geçtiğimiz yıllarda ABD'nin en ünlü gazetecilerinden birisi olan Ronan Farrow'un yaptığı haberleri ve yazdıklarını detaylı bir şekilde incelediği yazısı ile önemli bir tartışmanın iki farklı boyutunu birden gündeme taşıdı. "Ünlü gazeteciler" ve belirli bir kesime hitap eden gazetecilik işleri söz konusu olduğunda şeffaflık ve hesap verebilirlik nereye kayboluyor? Yazının ardından tartışma giderek büyüdü. Kimileri Smith'in yazısını tam isabet olarak değerlendirirken, bir kesim de Farrow'a haksızlık yapıldığını düşünüyor. Ancak haksızlık ya da değil, Smith'in yazısı genel olarak gazeteciliğin güncel durumuna dair kimi önemli sorunları hatırlamak için önemli bir fırsat. Bunların başında "ünlü gazeteci" meselesi geliyor. Gazetecilerin yaptıkları işleri ile bilinir hâle gelmesi ve kendisine bir okur kitlesi yaratabilmesi güzel, fakat bu durum rockstar seviyesine vardığı noktada işler sorunlu bir hâle gelebilir. Bu sorunların başında da ünlü bir gazetecinin yaptığı işin sorgulanmaması ve fanların o gazeteciye dair hiçbir eleştiriyi kabul etmeyip saldırganlaşması geliyor —Farrow'un tweetinin altındaki cevaplar buna bir örnek. İkincisi ise belirli bir kesime veya hedefe hitap eden gazeteciliğin dokunulmazlığı sorunu. Eğer yapılan gazetecilik bizim görüşlerimiz ile uyuşuyor ya da sonunda ulaştığı nokta bize doğru geliyorsa birçok şeye göz yummaya hazır oluyoruz. Smith'in yazısında adlandırdığı "resistance journalism" tam olarak böyle bir şey. Ama bu yaklaşımın ileride daha büyük sorunları getirmesi kaçınılmaz. Bu yüzden de her ne kadar şahane bir gazetecilik anlatısı kursanız da, sonuçta doğru bir yere varsanız da doğrulamadan ve kaynak peşinde koşmaktan taviz vermemek gerekiyor. Elbette tarafsız gazetecilik gibi sorunlu bir tanımı tekrar ısıtıp önünüze koymayacağım. Ya da gazeteciler arka planda kalıp ünlü olmasınlar diyecek hâlim yok. Bunlar artık gazeteciliğin normalleri. Ama bu normaller gazeteciliği önemli kılan kimi etik kurallardan da vazgeçmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Bu dengenin bir şekilde kurulması şart. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder