Geçtiğimiz haftanın odağında internetin ve teknolojinin verdiği imkânları daha iyi kullanmamız gerektiğinden ve bunun neden gazeteciliğin geleceği ve bağımsızlığı için önemli olduğundan bahsetmiştim. Bu hafta da bu teknolojileri daha iyi kullanmaya dair spesifik bir örnekten bahsetmek istiyorum. Geçen hafta içerisinde gündem taraması esnasında ProPublica'nın başlattığı yeni bir geliştirmeye denk geldim. Hazırladıkları haber dosyasını gelişim sorunu yaşayanlar için basit İngilizce çevirisi ile birlikte yayınladılar. Muhtemelen birçoğumuz için basit İngilizce yeni bir kavram. Ancak otizm, down sendromu ve benzer gelişim dezavantajı olanlar için basitleştirilmiş metinler ve iletişim temel bir ihtiyaç. Bu konuda yeterli bilince sahip olunmadığı için dünyanın birçok yerinde bu kişilerin haber okuması veya gündemi takip etmesi mümkün olmuyor. Bunun bir ilk olması da aslında genel olarak ne kadar geride kaldığımızın bir göstergesi. Dijital yayıncılıkta bu tarz engeller ve erişilebilirlik sorunları neredeyse hiç düşünülmüyor ya da çok sonradan akla gelip sınırlı bir şekilde hayata geçiriliyor. Ya da özel konular ve durumlar söz konusu olduğunda hayata geçiriliyor. Ancak toplumda engelli tanımı kapsamına giren ve bu yüzden toplumsal hayatın dışında kalan birçok insan var. Dijital medya ise bu konuda onlara yardımcı olabilecek birçok aracı sunmasına rağmen yayıncılar bunu yapmıyor. Oysa mevcut araçlar ve imkânlar ile yapılabilecek birçok şey var. Mesela görme engelliler için bilgisayarlar ve telefonlardaki sesli okuma araçları çok faydalı olabiliyor. Fakat haber siteleri tasarım ve yayın aşamasında buna dikkat etmedikleri zaman bu teknolojiler rahatsız edici sonuçlar ortaya çıkartıyor. Aynı şekilde hem sitelerde hem de sosyal medyada görsellere alternatif metin ekleyerek bu araçların daha faydalı olması da sağlanabilir ama bunu yapanların sayısı çok az. İşitme engelliler için dijital medya altyazılar ile büyük bir kolaylık getirdi. Ancak birçok video içerik üreten kurum ve kişi bunu hesaba katmadıkları için YouTube gibi platformların vasat altı otomatik altyazıları ile idare etmek zorunda kalıyorlar; ki bu sistemler Türkçeyi de desteklemiyor. Benzer şekilde podcastler de bu kişiler için tamamen kapalı bir alan. Bölümlerin tüm ya da özet metin versiyonlarını yayınlamak bu noktada çözüm olabilir. Benzer şekilde kısmi görme sorunları için okudukları yazıların boyutunu ve netliğini ayarlayabilmek büyük bir önem taşıyor. Göze hoş görünecek tasarımlar yapalım derken ya da daha fazla reklam geliri elde etmek isterken sitelerin tamamen okunmaz hâle gelmesi mümkün. Tasarımda renk seçimlerine dikkat etmek, font boyutunu ayarlayabilme imkanı vermek gibi çok basit şeyler bile ciddi bir fark yaratabilir. Bunlar yalnızca ilk anda aklıma gelen ve kolayca hayata geçirilmesi mümkün olan kimi başlıklar. Elbette dijital yayıncılığı daha erişilebilir hâle getirmek çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gereken bir konu. Bu konuda bir şeyler yapmak isteyenler için birçok kaynak da mevcut. Daha fazla insana ulaşmak her gazeteci ve yayının isteği ama aynı şekilde sizin de erişilebilir olmanız gerekiyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder