Facebook ismini temizlemeye ve daha iyi görünmeye çabaladıkça çok daha ağır sorunlarla karşılaşma konusunda inanılması güç bir istikrar gösteriyor. Bunda Facebook'a ait sürekli aktif olabilecek bir kamerası olan gözlükler gibi gerçekten kötü ürün tercihlerinin payı olsa da asıl sıkıntı sorunlarını çözmek yerine halının altına süpürmeye çalışmasından kaynaklanıyor. Halının altına süpürülenlerin bir kısmı Wall Street Journal'ın eline geçmiş ve gazete "The Facebook Files" isimli serisi ile bunları bizlere anlatıyor. Dosyadaki her haberin ortak noktası ise Facebook yönetiminin çok ciddi sorunların hepsinden haberdar olması ve bunlara dair hiçbir şey yapmaması. Bunların içinde Instagram'ın genç kızların psikolojisini kötü etkilediği, platformun uyuşturucu ve insan kaçakçılığı trafiği için kullanılması gibi sorunlar; kuralların geçerli olmadığı VIP hesaplar listesi oluşturulması gibi istisnalar ve video alanından daha fazla gelir elde etmek için yanlış verileri kasıtlı olarak paylaşmak gibi yalanlar yer alıyor. Bütün bunlara karşı verdikleri cevap ise aslında Facebook yönetiminin gerçeklikten ne kadar kopuk olduğunun bir kanıtı. Instagram ekibinin lideri Adam Mosseri, Recode Media'ya verdiği röportajda bu sızıntılar karşısında sosyal medyanın arabalar gibi olduğunu ve birilerinin ölümüne sebep olsa da dünyaya faydasının çok daha önemli olduğunu söyledi. Yakın zamanda Instagram'ın çocuklara özel versiyonunu yayınlamayı düşündüklerini de hesaba katarsak bu yaklaşımın ne kadar tehlikeli olduğu daha da iyi anlaşılacaktır. Tüm bunların yanında Facebook'un ısrarla bu sorunları üzerine araştırma yapmak isteyenlerin işini zorlaştırmaya çalışması da sorunun derinleşmesine neden oluyor. Her ne kadar sınırlı imkânlara rağmen araştırma yapabilen gruplar oldukça önemli sonuçlar sunabilse de gerçekten sağlıklı verilere erişilememesi sorunların gerçek boyutunu görmemizi engelliyor. Söz verdiği verileri sunmayan, yerine çoğu zaman anlamsız veriler sunarak şeffaf olduğunu iddia eden tavrı ile sorunlarından kaçabileceğini sanıyor olmalılar. Bununla birlikte söz konusu denetlenmeleri olduğunda da yanıltıcı taktiklere başvurmaktan çekinmiyorlar. Yasal denetimi desteklediklerini söylerken gerçekte destekledikleri yasalara baktığımızda asıl amaçlarının kendilerini korumak olduğunu görüyoruz. Sivil toplumla çalıştıklarını söylediklerinde ise bu kurumların kendileri tarafından fonlanan kurumlar olduğunun ortaya çıkması ise artık normal bir durum. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde karşımızda kontrolsüz bir şekilde büyüyen ve bu büyüklüğü yüzünden istediğini yapabileceğini zanneden bir şirket olduğunu görüyoruz. Sadece kendi varlığını ve kârını düşünerek adımlar atan, tüm dünyaya hitap ettiği hâlde dünyanın büyük bir kısmını ve oradaki kullanıcılarının sorunlarını görmezden gelen ve bütün bunlara rağmen kendisini mutlak iyi bir platform olarak pazarlamaya çalışan bir şirket Facebook. Gazetecilere bu noktada düşen sorumluluk, Facebook'un pazarlama taktiklerine kanarak kendilerini dönüştürme hatasına düşmemeleri ve bu şirkete dair araştırmalarını daha ciddi bir şekilde yapmaları. Çünkü yayınlanan her yeni haber bu keyfi tavırlarını daha da zorlaştırıyor, denetlenmelerini ise kolaylaştırıyor. Belki şu an en büyük şirketlerden birisi olabilirler ama "The Facebook Files" gibi dosyalar bu büyüklüğün altında nasıl ciddi bir çürümenin de yattığını ve bu soruna karşı bir şeyler yapmamız gerektiğini görmemizi sağlıyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder