Gazeteciler için kayıt dışı görüşmeler ya da “arkaplan bilgileri” kimi zaman çok faydalı olabilir. Bu sayede haber kaynağınızın güvenliğini sağlayarak önemli bir bilgiye erişebilir ya da bir kurumun yaptığınız haber yüzünden size ve kaynağınıza uygulayabileceği baskıyı sınırlandırabilirsiniz.
Ancak bunun da bir etiği ve sınırları olmak zorunda. Gazeteci herkese, her koşulda bu şekilde konuşma imkânı tanımaya başladığında yaptığı haberin değerini ve etkisini düşürme riskine giriyor. Aynı şekilde birçok kişi ve kurum da bu “isimsiz kaynak” olma işini fazlasıyla abartabiliyor.
Bunun en iyi örneğini geçtiğimiz günlerde The Verge isimli teknoloji haber sitesinin konuyla ilgili yeni politikalarını kapsamlı bir şekilde açıklamak zorunda kalmasında görüyoruz. Kayıt dışı görüş ve bilgi sağlama konusunu özellikle teknoloji şirketleri öyle bir noktaya taşımış durumda ki, bir yemek teslimat şirketi tavuk kanatlarının popülerliğini bile kayıt dışı görüşmeyi talep edebiliyor.
Durum böyle bir noktaya geldiğinde de gazetecilerin kaçınılmaz olarak daha katı kurallar koyması gerekiyor. Çünkü isimsiz bilgi sağlama ve görüş verme konusundaki bonkörlük, haberin öznelerinin bütün sorumluluğu üzerlerinden atmasına ve haberle bağlarını koparmasına imkân veriyor. Teknoloji şirketlerinin kayıt dışı görüşmeyi bu kadar çok sevmesi de boşa değil.
Haber kaynağınıza —eğer gerçekten haklı bir gerekçesi yokken— kayıt dışı görüşme imkânı verdiğinizde, bu durum yalnızca kişi ya da kurumun tüm sorumluluktan kurtulması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda şirketin birçok farklı yolla haberi kontrol edebilmesine de imkân veriyorsunuz. Çünkü kayıt dışı görüşmeler ve bunların haberleştirilmesi, temel kuralları iyi belirlenmemişse, ciddi bir manipülasyon alanı da yaratıyor.
Bu yüzden kişisel olarak The Verge tarafından yapılan kural değişikliğini çok makul buluyorum. Açık bir şekilde “bizimle iletişime geçtiğinizde her şey otomatik olarak kayıt altında kabul edilir” demeye gerek duymaları can sıkıcı ama bunun söylenmesi gerekiyorsa da yapacak bir şey yok. Elbette gerçekten gerektiği zaman bu anonimliği sunmaya devam edecekler. Fakat bundan sonra canı sıkılıp “bunlar kayıt dışı” diyen herkes, sadece kendileri dediği için öyle olmadığını da bilecek.
Gazeteciler içerisinde bu kuralı daha ileri taşıyanlar da var. Örneğin Markup’ın kurucusu Julia Angwin asla kayıt dışı görüşme kabul etmiyor. Elbette herkesin bu kadar katı olmasına gerek yok ama özellikle manipüle edilmeye fazlasıyla açık olan bu alanda her gazeteci ve kurumun net ve katı kurallara sahip olması şart. Aksi takdirde kaynaklarınız sizin iyi niyetle sunduğunuz bu imkânı kötüye kullanmaktan çekinmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder